ISTAMPA
Suçtur uzun
yaşamak
İntihar
Batı için geçerli.
Ne denir
Bir ıstampa ve
mühür
Hala eskimedi.
____________________________________________________
Necatigil şiiri
yaşam soruşturmalarının Türk şiirindeki en ilginç örneklerini içerir. İmgenin yaşama ait direk objelerle
bütünleştiği bir evrende işte burası bize ait dersiniz--Evler, balkonlar, hasta
adam, yağmur, yorgun memur, içine kapalı öğretmen, karşı komşu, tekleyen kalp--
Şiirin
yapabileceklerini göstermek onun nereye kadar uzanabileceğini merak etmek
bir şairin görevi midir , öyle mi
olmalıdır bilemem ama Necatigil bu amaçla da yola çıkmıştır.. Bunu başarır
başarmaz sadece okuyucunun şiiri okuduktan sonra varabileceği bir sonuç. Aslında
çok da açık uçlu değildir Necatigil şiirleri bence. Anlam gereksiz sapıtmalara uğramıyor.Daha çok küçük çimdikleri andırıyorlar, ama sonradan mutlaka eti morartan cinsten...
Peki okuyucuda
bir Necatigil şiirinden sonra geriye ne kalır derseniz bence soru lekeleri
kalır geriye. Leke diyorum çünkü bir soru imini koymak için bile tereddüt eder
insan bu şiirleri okuduktan sonra. Ama ben bu sefer öyle yapmadım elimden geldiğince çıkarımlarımı kancaladım...Zira şairin sunduğu cümle
evreninde sezişler ön plandadır ve daha açık seçik bir yola çıkmak isteyen okuyucu sürekli soru sormaktan
kaçamaz, kurtulamaz...Şiir okuyucusu otobüste seyahat ederken sürekli soru soran çocuklara benzer.
İyi şiirin
yalnızca soru edimini beynimizde bıraktığını söylemek istemiyorum ama şiir
yarım yüce duygularla ilerler. Tamamlanmamışlık bizim varoşluşumuzun özüdür ya
o nedenle sorulara yaslanırız.
Karanlık yolda farları açarak ilerlemek isteriz.
O halde bir
Necatigil şiirinin çatırdayan tahta koltuğuna dinmeyen meraklarımızla
kurulalım....
ISTAMPA
Suçtur uzun
yaşamak
( Neden suçtur
acaba? Bize ait , doğuya ait bir yaşam kısalığı mı bahsedilen. Herkes ölüyor
kısa kısa yaşamların ardından. Allahım olabilir , uzun yaşamak mezarların
arasında, belki de)
İntihar
( Camusvari bir
hesaplaşma? Uzun yaşayan birisi mi var? Şair için intihar uzun yaşamın
berbatlığını koparıp alacak. Bir utançtan kendi elimizle kurtulacağız.
Necatigil intihari mi? Bence kısmen öyle. Bütün şiirlerinde tekrar edip duran
bir depresyon var. Ama bu Cansever gibi uzun bir hikaye içinde kaybolup giden fark
edemeyeceğiniz bir depresyon değil. İki üç dizede hemen teşhis koyacağınız bir
şey. )
Batı için geçerli.
( İşte ahlaki ve
dini bir uyarı levhası. Şimdi kaçış yolu tamamen tıkalı. O halde Necatigil için
Batı intiharla acı çekmeyi sonlandırırken biz doğudakiler için dur bakalım
diyen bir sorunsal var. Tamam bunu yapmayalım. İntihar etmeyelim. Necatigil bu
durumu kafasında hala dolandırıyor olmalı. Mayıs 78’de yayınlamış şiir. Çıkarın
16’yı, 62 yıl. Yaş 62...)
Ne denir
( İşte şiirin
ikinci kısmında vurucu ana doğru ilerlerken rivayete, genel kanıya , töreye,
ana babaya, akrabaya ve çevreye dönüş. Ne denir? Denen şey ne olsun? Kim
söylesin yukardakilerden birisi. Ama bizi çevreleyen toplumda bir kişi bile
konuşsa çoğunlukla konuşan binlerce kişidir. Yaşama dair, bu büyük oyunla
ilgili bireysel çıkışlarımız çoğunlukla toplum genellemesidir. İnceltilmeye
muhtaçtır. Başkalarının dedikleriyle milyonlarca yaşam yol aldı. Kaçmak, ölene
kadar kaçmak topluca kaçmak, biziz...)
Bir ıstampa ve
mühür
(İşte şiirin alet
çantası! Nesnelerle bütünleşmenin, somutlaşmanın anı...Diğer taraftan bu
ıstampanın ne olduğunu çözmek gerekli. Mühür için ne diyebiliriz? Belki o daha
açık. Bir ölüm kaydı için gerekli mevzuat? Olabilir. Biraz basit kaçmakla
birlikte ikili anlamı hala zorlamakta. Mühür acaba dinin tüm sınırları mı?
İntihar çıkmazında kapıyı kapatan mühür bu mu? Istampayla mühür çoğalıyor
etrafa dağılıyor... Hala Doğu Batı karşıtlığının bir takım izleri var bu
baskınlıkta. Diğer taraf ölümün de bile daha mı özgür denmek isteniyor?
Hala eskimedi.
( Serzeniş? Öyle
olmalı çünkü ‘hala’ var. Eskimeyen ne? İnançlarla ilgili sistem mi? Bağnazlık
mı? Kör topal Modernlik mi? Yoksa küçük burjuva sıkıntılarının sisleri içinde
yaşayan Türk kentlisinin çıkmazı mı? Bıkkınlık veren toplumun katmanlarının,
değer yargıları açısından karınca kararınca ilerlemesi mi? Mühürün ıstampayla
oluşturduğu mekanizmanın hiç sorgulanmaması mı? Necatigil kalın ve hiç kopmayan
bir göbek bağından bahsediyor ama bu bağ nereye bağlı?)
****
Yukardaki şiir okumasının
yarısından fazlası sorularla dolu. Çünkü benim sınıfıma
ait bir şiir bu...
Bu sınıf küçük
burjuvadır...
Roland Barthes’ın
deyimiyle küçük burjuva, bu yüklem,
hangi özneye olursa olsun gelip
yapışabilir...Bir ömürle bedeli ödenir.
Ve kimse bu
felaketten uzak değildir...