30 Nisan 2013 Salı

Arka Kapak

Roland Barthes 'Yas Günlüğü'nde yalnız kalmanın kendisi için yaşamsal bir şey olduğunu söylüyor. Sessizliğin ve var oluşla baş başa kalmanın yazmaya giden yolda temel bir ortam oluşturduğunu az çok hepimiz biliriz. Barthes bu yalnızlığı sadece bir şey üretmekle bağdaştırmıyor, annesinini ölümünden sonra entellektüel ortamın dışında da yalnız kalmanın getirdiği acıdan ve bununla yüzleşmek zorunda olduğundan bahsediyor. Yas süreci boyunca ıssızlığa çekilmek ve buna duyulan derin ihtiyaç...Bir anlamda annesinin hayatından çıkmış olması kendi varlığının hiçliğini ve artık işe yaramazlığını  belirginleştirmiştir. Yazara göre bu şoku atlatmak için daha çok çalışmak bir şeylerle uğraşarak yas düşüncesini dağıtmak daha beter hiçlik hissetmeye ve ardından depresyona neden olur. Barthes'ın hayatında anne imgesinin bu kadar güçlü yer etmesi onun eşcinselliğini de anlaşılır kılıyor. Freud'un yaptığı bir tespit hemen elimizin altında; anneyle aşırı derecede bütünleşmek ve onu rol model olarak almak bir erkek için eşcinselliğin kapısının aralayabilir.
Bütün bu irdelemeleri bir kenara bırakırsak Yas Günlüğü sıradışı bir kitap ve Barthes'ın kimliğinde  bağlanmanın ve sevgi nesnesinin kaybı karşısından en güçlü beyinlerin bile ne hale gelebildiğini göstermesi bakımından ilginç. 
********

Bu yazım iyi bir arka kapak yazısı olurdu!...Hani böyle heyecanla okumayı düşündüğünüz kitabın arkasında herşeyin özetlendiği,
süngünüzü düşüren yazılar vardır ya, işte onlardan birisi...

16 Nisan 2013 Salı

Dil Fenomenleri

Kullanım açısından bazı kelimelerin ön plana çıktığı ve adeta parladıkları oluyor.Bu durumun en son örneği 'aynen' ifadesi. Neredeyse averaj eğitimli herkesin dilinde ve öyle yoğun bir şekilde kullanılıyor ki 'aynen' şu an orta sınıf burjuva Türkçesinin parlayan yıldızı. Bu sınıfsal ayrımı yapmak zorundayım zira eğitim seviyesi düştükçe bu kelimenin kullanılma frekansı da azalıyor.
'Aynen' çeviri bir kelime midir yoksa nedir bilemiyorum....Belkide İngilizcedeki definetly ya da certainly kelimelerinin doğrudan dilimize kazandırılmış karşılıkları olabilir...Ama emin değilim.
Genelde iki kişilik konuşmalarda tam bir uzlaşma ifadesi olarak kullanılmakta ve karşı tarafı onaylamanın bir yöntemi olarak oldukça beğenilmekte. 'Aynen' diyerek daha bir soğukkanlı ve bilgiç olabiliyoruz. Mümkünse gün içersinde 10-15 kere kullanırsak iyi olur..
Olur olmadık yerde kullanmanızda bir sorun yok zaten 'aynen' ifadesi bir joker gibi neredeyse her ifadeyi karşılayacak ahmaklığa sahip. Lütfen hemen dağarcığımıza ekleyelim...
Bir iki örnek cümle vereyim ki bu kelimeyi kullanırken kendinizi ne kadar rahat hissedeceğinizi görebilesiniz;

-Hayatım, dolaptaki süt kokmuş
-Aynen!
(Burada cevap tam bir bönlük örneği sergilemekle birlikte sütün koktuğunu söyleyen kişi artık ilerleyemez bir iki saniye dona kalır. Son derece iletişimsel gördüğünüz gibi...)

-Yuh! kadını gördün mü iki kedi için sokağın ortasına koca bir tencere domatesli makarna döktü. Sokak kıpkırmızı. Vala kadın madın dinlemeyeceksin girişeceksin!
-Aynen!
(Bu örnekte şiddet ve özelde cinsiyet ayrımı göstermeyeni onanmakta. Ama ifade öyle keskin ve tek kelimelik ki adeta tokmak gibi. Heil Hitler gibi bir şey...)

-Amerika'da doktora yaparken son sene parasal açıdan bayağı sıkıntı çekiliyor,
-Aynen!
(Nereden biliyorsun? Laf bitti mi? Böyle spesifik bir cümleye nasıl 'aynen' diyerek atlayabiliyorsun? Ama gene karşı taraf hiç bir şey yapamaz. Çok güçlü bir onay olarak aptallık ya da öylesine cevap verme devreye girmiştir.)
---------------------------------------------------------------

Diğer bir dil yarası da 'sıkıntı yok' ifadesidir.
Genelde teknik elemanların , pazarlamacıların, sigortacıların ve genel olarakta iş hayatının her kademesinin kullandığı bir sis bombasıdır.
Herhalde sorun yok demek istemektedirler. Am nedense sıkıntıdan çok korkan bu insanlar sıkıntı ile sorunu eş görmekteler. Oysa sanki sıkıntı sorunun sonucunda ortaya çıkan birşey. Yani bir mantıksal sıralama hatası olabilir kullanımda...
Sıkıntı yok ya da sıkınta var ifadesi öyle teknik bezdirme şeklinde karışınıza çıkar ki yav kardeşim galiba bu ifadende beni bunalıma iten bir şey var demek gelir içinizden.
Sorun var desene ya da problem kelimesini kullan.
Eğer hafif profesyonel havalarda bütün kontrol bende izlenimi yaratmak istiyorsanız buyurun kullanın...
Sizin olsun...
Bir örnek veriyorum hemen...

-Operasyon masraflarınız 7.250 lira tutmuş beyefendi.
-..?..
-Ama sıkıntı yok sigortanız karşılayacak sadece ısıtıcı makinesi için 350 liralık bir masraf var.
(Gördüğünüz gibi bu zevzek laf ile işe girilmiş karşı taraf rahatlatılmış ve ardından ful sigorta olması gereken yerde 350 liralık faturadan bahsedilmiştir.)


2 Nisan 2013 Salı

!

tatıştığımız konulara sağlam yaklaşan bir bloğu paylaşmak isterim...

yazarodasi.blogspot.com