Üç tane kitap aldım...
Birincisi benim hiç peşimi bırakmayan bir adama ait.
Marcus Aurelius... Hem
Türkçe hem İngilizce neredeyse yılda bir iki kez kendisine rastlıyorum ve
nedense aynı baskılar bile olsa alıyorum.
Bu seferki kitap İngilizce bildiğimiz Meditations. Yada tam
açılımıyla- A little
Flesh, A little Breath, And a reason to rule all-That is myself.
‘All
of us are creatures of a day; the rememberer and the remembered.’
Meali şu yönde olabilir; Hepimiz bir günün kuluyuz.
Hatırlayan da hatırlanan da.
Diğer kitap Anton Çehov’a ait. The Story of a
Nobody... Kısa bir novellaya benziyor. Anlatım ilgimi çekti. Ayaküstü okumayı
planlıyorum. Bu da son zamanlarda fark kendimde fark ettiğim bir şey.
Ayaktayken okuduğum şeyin zihnimde daha iyi yer ettiğini fark ettim. Henmingway
ayakta yazarmış e ben de ayakta okuyabilirim pekala! Aslında Hemingway’in
ayakta yazdıklarını belki de ayakta okumak lazım. En doğru formül bu olsa
gerek.
Sonuncu kitap Samuel Beckett’in biyografisi, ismi Damned To Fame. Oldukça kalın bir kitap.
James Knowlson kaleme almış ve gerçekten öyle battal ki bakar bakmaz saygı
duydum. Tuğlamsı biyografileri görünce artık o kişi hakkında herhalde
söylenmedik bir şey kalmamıştır diye düşünüyor kişi ister istemez. Oysa eğer
biyografi yazarı birebir anlattığı kişiyle yakın bir ilişki kurmadıysa alttan
alta giden o çok özel damara nereden ulaşabilecek ki. En nihayetinde her şey
belgeler üzerinden kurgulanabilir...
Belgeler de yazılı her şeyi inanılmaz boyutlarda
kalınlaştırabilir...
Daha bugün okudum Hillary Clinton ‘ın bir iki yıllık
e-mail yazışmaları 2200 sayfa tutuyormuş ve çoğu şunun bununla ilgili
belgelerin paylaşılması türünden...
Daha uzun tutulmasını istediğimiz kitaplar da var.
Mesela Celin’in Gecenin Sonuna Yolculuk adlı baş yapıtı. 631 sayfa olmasına
rağmen (Fransızca Baskısı-Folio Yayınevi) bir o kadarına daha seve seve ,
heceleye heceleye okurdum. Hem de ayakta okurdum. Aslında arada zokayı yutup kötü
şeyleri okumaya da zaman ayıran bir okuyucu olarak bana ceza verilmeli ve
Celin’i tek ayak üzerinde okumalıyım. Ayakta okunacak yazarlar sonsuza dek
sayfa üretmeliler.
Nasılsa diğerlerinin nafile sayfaları sonsuz ciltlenip duruyor matbaalarda...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder