8 Temmuz 2012 Pazar

YAVAŞ OKUMA II.

***Okuduğum zaman bir uyum olur bende…metin kütlesi içinde şu anlaşılırlığı kavramak amacıyla bir gözün yaptığı gibi zeka onu şekilden şekile sokar; öğrenmek, zevk almak vb. için söz konusu anlaşılırlığa gereksinimi vardır… Bu yüzden de okuma bir iştir: Onu eğen bir kas vardır.’’Roland Barthes.
Okumanın düşünsel bir kas yapma süreci olduğunu çok iyi betimliyor bu alıntı...Ama Barthes bundan 40 yıl önce düşünüyordu şimdi ise okuma eylemine giden yol dijital bir serüvenden geçmekte ve artık okumanın işlevi anlamsal olanı hızlandırma yönünde…Çoğu zaman okuma hızla izlenen bir fim gibi sahnelerin adeta aktığı bir ortama benzetilmeye çalışılıyor. Oysa yavaş ve meditatif okuma bir kitaba tam anlamıyla sahip olmanın en etkin yolu olsa gerek. Elektronik devrim okuma alışkanlığımıza ve yetimize öyle bir travma yaşatıyor ki metin ile okuyucu arasında anlamı kavramadan çok onu bir an önce tüketip başka metinlere yönelme isteği körükleniyor, ve en önemli sorun hep gündemde;zamandan nasıl kazanırım ?
 Barthes’ın belirttiği yazıyı kavrarken gelişen düşünsel kas artık oldukça cılız ve sadece üstünkörü göz atmalardan ibaret. Gramer, biçem ve derin sezgisel anlam artık canına okunacak derecede ikinci plana atılmış durumda.
Barthes şöyle devam ediyor ‘’Eğer ben bir metni sonsuza kadar okuyabilseydim artık kendimde hiçbir şeyi eğmeye onu dönüştürmeye gerek duymazdım…’
Oysa 21.yüzyıl metinleri tam anlamıyla sonsuz metinlere dönüşmüş gibiler…Bu yüzden çabucak alınması gereken otoyol kilometreleri gibi hızla üzerlerinden geçiliyor ve bu hız onları sonsuz bir yazınsal deniz yapıyor. Ve bu deniz çoğu yerinde oldukça sığ…
Tanju  SARI

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder