6 Ekim 2012 Cumartesi

Büyük ihtimalle...


Türk sineması bunu bir türlü öğrenemedi… Savaşa giden askerin elbisesi biraz eskir ve Fatih’in askerleri tek tip ve aynı renk pelerinler giymezdi. Osmanlı ordusu kıyafet açısından en serbest ordulardan biriydi. Çanakkale savaşına katılan askerlerin üniformaları ütülü değildi…1920 lerde bir çok kişinin kıyafeti bir miktar eskiydi herkes moda evinden çıkmış gibi giyinemiyordu. Kabadayılar hafiften kirli sakallı ceketler bir miktar yamalıydı, büyük ihtimalle bayanlar bu kadar  ruj da sürmüyorlardı…

Eğer sinematografinin bir sanat olduğunu düşünecek olursak kostüm ve tarihi gerçekliğin vazgeçilmez olduğunu kabul etmemiz gerekir. Ve en önemli şeylerden biri de ışık… Nostaljik ya da Retro yapımların hepsinde günümüz ayarında ışık kullanılıyor, sadece kostümler dönemi yansıtıyor biraz da mekân… Işıklandırma üzerinde fazla düşünülmeyen bir şey… İnsanda eskiye dönük algıya neden olan şey ışığın bütün o siyah beyazlığı yada sepya tonundaki koyulaşmasıdır. Fazla aydınlık cıvıl cıvıl ışık hiçbir zaman geçmiş duygusu uyandırmaz. Kuşkusuz sahneyi tamamen bu tonlarda çekmemeli ama gölgelemenin uygun şekilde kullanılması gerekiyor yoksa her şey suni bir ışık altında sırıtıyor. Ama doğru genç aktristimizin vücudunu ve büyük ihtimalle yapılı burnunu görmemiz gerekiyor…

 

1 yorum: