9 Eylül 2012 Pazar

DAğ ve DeM


Dh. Lawrence bir şiirinde  Muhammet dağ’a gitmedi dağ Muhammet’e geldi  diyor. Bir kelamın doğuşunda büyüklük her zaman olgunlaşmanın son aşamasında kendi kendine patlar. Gereklilik ve düşünce birleştiğinde ortaya söz çıkar. Bu bir çeşit logostur ve etkileyici olan, uygarlığı ve kültür adalarını oluşturan kadere ve ruhani olana etki eden de budur…

Oysa Deleuze bir konuşmasında şöyle diyor; ‘Bugünün sorunu iletişim kopukluğu ya da eksikliğinden çok bir fikrimiz tam belirginleşmeden bize ne düşündüğümüzün sorulması ve yorum yapmak zorunda bırakılmamızdır’… Gerçekten sözün her an atılmayı bekleyen kurşun gibi namluya sürülmesi  ya da öznenin onu her an söylemek   zorunda bırakılması, sürekli olarak bir şey hakkında  taraf olmak ve bunu dilin her kullanımına sıçratmak, demlenmeden bir şeyler yazmak çizmek çok feci bir şey…

Dağlar bize gelmeden dağa mı çıkıyoruz yoksa?…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder