4 Ağustos 2012 Cumartesi

Gözün Öyküsü


Georges Battaile Türkiye’de çok tanınmıyor orası kesin… Cüretkar cinsellikle dolu başyapıtı Gözün Öyküsü ilk okumada şoke edici etki bırakır. Hatırladığım kadarıyla kitabı bitirdiğimde tam anlamıyla pornografik bir metinle karşı karşıya olduğumu düşünmüştüm. Gözün Öyküsü yenir yutulur bir metin değildir ve yazar gerçeküstücü etkilerle anlatımı iyice uçlara kaydırır J. Ölüm ve cinsellik , karabasanvari bir dünyada hüküm sürer ve kutsal sayılan herşeyin yanıbaşında cereyan eder… Yazarın cinsel birleşmeye ve organlara yaklaşımı o denli pervasızdır ki Sade sanki 1920’lerin Caz Çağı çılgınlığında yazmaktadır…Susan Sontag ‘Bir sanat formu olarak pornografinin estetik olasılıklarını kapsayan Gözün Öyküsü okuduğum bütün pornografik yapıtlar içinde en başarılısıdır.’ der…

Gerçektende salt pornografi mi amaçlanmıştır bu metinde? Zannedersem Bataille ‘ın yapmaya çalıştığı egemen burjuva değerlerine saldırmak ve onu yumuşak karnından vurmaktır. Göz ,güneş, küre, sembollerine sıvılarla ilgili karşıt semboller eşlik eder…Kitapta geçen orgazmik ilişkiler biraz ayrıntılı bir okuma yapıldığında aslında zevk ve ölüm kavramlarının sorgulandığı sahnelemelerden başka bir şey değildir. Roland Barthes  metnin pornografik olmadığını sadece alt anlatımı güçlendirmek için cinselliğe başvurulduğunu savunur…

 Bataille’in Erotizm adlı kitabında çok özetleyici bir tespit var…Her zaman temelde, cinsel itkinin şiddeti ile akılcı ve sakin eylemin egemen olduğu alan arasında uyuşmazlık sözkonusudur.

Bataille belki de bu tansiyonun peşine düşmüştü Gözün öyküsünde ve diğer yazdıklarında.

Sonuç olarak edebiyatın en önemli alanı budur ve sıklıkla cinsellik sınırına dokunmak orayı estetize etmek ya da sömürmek hepimizin başvurduğu bir şey değil mi?

T.S

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder