Georges Battaile Türkiye’de çok tanınmıyor orası kesin…
Cüretkar cinsellikle dolu başyapıtı Gözün Öyküsü ilk okumada şoke edici etki
bırakır. Hatırladığım kadarıyla kitabı bitirdiğimde tam anlamıyla pornografik
bir metinle karşı karşıya olduğumu düşünmüştüm. Gözün Öyküsü yenir
yutulur bir metin değildir ve yazar gerçeküstücü etkilerle anlatımı iyice uçlara
kaydırır J. Ölüm ve
cinsellik , karabasanvari bir dünyada hüküm sürer ve kutsal sayılan herşeyin
yanıbaşında cereyan eder… Yazarın cinsel birleşmeye ve organlara yaklaşımı o
denli pervasızdır ki Sade sanki 1920’lerin Caz Çağı çılgınlığında yazmaktadır…Susan
Sontag ‘Bir sanat formu olarak pornografinin estetik
olasılıklarını kapsayan Gözün Öyküsü okuduğum bütün pornografik yapıtlar içinde
en başarılısıdır.’ der…
Gerçektende salt pornografi mi amaçlanmıştır bu metinde? Zannedersem
Bataille ‘ın yapmaya çalıştığı egemen burjuva değerlerine saldırmak ve onu
yumuşak karnından vurmaktır. Göz ,güneş, küre, sembollerine sıvılarla ilgili karşıt
semboller eşlik eder…Kitapta geçen orgazmik ilişkiler biraz ayrıntılı bir okuma
yapıldığında aslında zevk ve ölüm kavramlarının sorgulandığı sahnelemelerden
başka bir şey değildir. Roland
Barthes metnin
pornografik olmadığını sadece alt anlatımı güçlendirmek için cinselliğe
başvurulduğunu savunur…
Bataille’in
Erotizm adlı kitabında çok özetleyici bir tespit var…Her zaman temelde, cinsel itkinin şiddeti ile akılcı ve
sakin eylemin egemen olduğu alan arasında uyuşmazlık sözkonusudur.
Bataille belki de bu tansiyonun peşine düşmüştü Gözün
öyküsünde ve diğer yazdıklarında.
Sonuç olarak edebiyatın en önemli alanı budur ve sıklıkla
cinsellik sınırına dokunmak orayı estetize etmek ya da sömürmek hepimizin
başvurduğu bir şey değil mi?
T.S
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder